İNCELEME/TANITIM: Peygamberin Bir Günü

Hatice Yaltırak

“Bugün” karmaşanın günlerinden bir gün

İNSAN GÜNDELİK HAYATIN TELAŞLARINDA ve modern zamanların alternatif bombardımanı altında savunmasız kalıyor, feci halde yalpalıyor. Hayatına çekidüzen vermesi için elinden tutmasını diledikleri de birileri tarafından yüceltilmeye çalışılırken hepten uzağa düşürülüyor. Bilhassa Hz. Peygamber(sav)’i dünya halinde bir yere oturtamadığımızdan kendi gidişatımız üstüne kafa yoramıyor, çıkışı bir türlü bulamıyoruz.

Hâlihazırda içinde bulunduğumuz ve Peygamberimiz’in doğduğu ay olan Rebiülevvel ayında neleri yapmanın hayrına olacağını kıl beşi kurtar başı her Müslüman az çok bilir. Bunların yanında siyer okumalarına da ağırlık vererek, Peygamberimiz’in hayat tarzına dikkat kesilmek herkese iyi gelecek, zihinlerdeki dağınıklığı toparlayacaktır.

Nesil Karakalem yayınlarından neşredilen ve Metin Karabaşoğlu tarafından kaleme alınan Peygamberin Bir Günü birbirinden şahane siyer alternatiflerinden biri. Hz. Peygamber(sav)’i dünya halinin içersinde görmemizi sağlaması ve Hz. Peygamber’in hayatın içinde bir nebi olduğu vurgusu kitapla okuyucunun sahici bir ilişki kurmasına olanak veriyor. Ayrıca kitaptaki dipnotlar daha da derinlere inmek isteyen okuyucuların yolunu açıyor.

Anlayış; anlayarak gelişir aklıselim olur

Peygamber(sav)’in özel ve büyük imtihan günlerinde sergilediği destansı tavırları anlamanın yolunun O’nun herhangi bir gününü kavramaktan geçtiğini söyleyen Karabaşoğlu, okuru Peygamberimiz’i bir de gündelik yaşantısıyla tanıyıp, kendi günlerini buna göre inşa etmeye çağırıyor.

Peygamber’in hadisler aracılığıyla kolaylıkla okunabilen gündelik yaşamına dair ipuçlarını gözler önüne seren kitap, günün tarifinin ve özel-sıradan gün ayrımının yapıldığı bölümle başlayıp, Hz. Peygamber’in kâinat gözlemleri, tefekkür halleri, bir gününde namazı, tefekkürü, besmelesi, merhameti, güzel ahlakı ve latifeleri ile devam ederek toplamda on bölümden oluşuyor.

Tefekkürün üç vakti, Bir ayet olarak yüzler, Ene’yle yüzleşmeler, Zikrullah’ın şubeleri ve Âdetini ibadete çevirmek ilk bakışta dikkat çeken başlıklardan bazıları.

Kitapta Peygamber’in sıklıkla yaptığı zikirler, gece gündüzü kovaladığında yaptığı o harikulade münacatlar, günlük hayatın rutin akışında kâinat kitabı ile Kur’an-ı Kerim’i nasıl buluşturduğunu örneklendiren olaylar, infak düsturu, borçluya muamele, edep ve temizlik hususunda sergiledikleri ile tevhid inancının Peygamber’in hayatına yansıyan yüzünü okumak da mümkün.

Hz. Peygamber’in hayatının bizi yüceler yücesine çağırdığını dile getiren Karabaşoğlu, “Peygamber aleyhissalâtu vesselamın bizim yaşadığımız dünyada bizim yaşadığımız gündelik hayatın içinde bizimle aynı ihtiyaçlar, arzular, donanımlar, sorular, sorunlar, endişeler içerisinde sergilediği ubudiyet, bizim için bir şevk, ümit ve gayret kaynağı ve bir yükselme ve yücelme imkânıdır. Elbette, onun destansı ubudiyetini aynen yaşayamayız; bizim kalp aynamız ne onunki kadar geniş, ne de o kadar parlak ve lekesizdir. Ama Peygamber aleyhissalâtu vesselamın ‘dünya hali’nin örnekliğinde, böylesi bir hayatın olabilirliğini, yaşanabilirliğini seyrederiz. Ve bu, İblis karşısında bizi yenilgi ve yılgınlıktan kurtarır; şartlar ne olursa olsun, zaman hangi zaman olursa olsun, ayaklarımıza direnç, kalplerimize ümit verir ve bizi sebat edip daimî bir cehd göstermeye sevk eder. “Mü’minin niyeti amelinden hayırlıdır” sırrından kuvvet alan bir ümit, gayret, sebat ve cehde…” diyerek de gayesini ortaya koyuyor.

Kitaptan tadımlık bir alıntı:

“… Mesela, sıcak bir günde, Hz Ebubekir ile birlikte, bahçesini sulamakta olan Medineli sahabilerden birinin, muhtemelen Ebu’l Heysem b. Teyyihan’ın yanına uğradığını öğreniriz. Mescidin inşası sırasında taş taşıdığını, Hendek kazılırken elinde kazma kürek ashabıyla birlikte çalışıp yorulduğunu, sefer esnasında ashabıyla birlikte yemek pişirmek ve ısınmak için odun topladığını… Keza, evinde söküğünü dikerken, evi süpürürken, hanımı Aişe’nin kıskançlıkla kırdığı büyük yemek kabının parçalarını toplarken, kimsesiz ve dul kadınlarla ve fakirlerle beraber yürüyüp dertlerini dinlerken, kendisine alıştırdığı kuş ölünce hayata küsen çocuğu taziye için ziyaret ederken, hastaların yanı başında. Hem yamalı pabuç giyer, sert arpa ekmeği yer, o sıcak iklim şartlarında erinmeden yün elbise giyer halde. Yahut gözünde bir ağrı zuhur ettiği için mescide gelemeyen genç sahabisi Zeyd b. Erkam’ı ziyaret için onun evinde. Yahut ölüm döşeğindeki Yahudi gencini onun talebi üzerine evinde ve o gencin son nefesinde kelime-i şehadet getirmesine karşılık, “Bir kulunu daha cehennem ateşinden kurtaran Allah’a hamdolsun” diye şükreder vaziyette… Yahut ayı, yıldızları, hurmalıkları ve ekinleri, gündoğumunu veya batımını seyreder halde…

Hayatın içinde bir peygamberdir kudsi nebi. Hayatın içinde bir peygamber olduğu için, şu gündelik hayatın içinde bizim ışık saçan kandilimiz, öğretici rehberimiz, yol göstericimizdir.”




*Dünyabizim.com'dan iktibas edilmiştir.

  20.04.2011

© 2021 karakalem.net, Hatice Yaltırak



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut