Arşiv

Hangisi ‘Hasene’?

AYNI DİLDE konuşuyor olmanın, birbirini anlamanın yeter şartı olduğu zannedilir. Yüzyüze gelmiş iki insan aynı dili gayet iyi biliyorsa, anlaşmaları için bir engel yok diye düşünülür.

Oysa, aynı dili konuşmak yetmez. Aynı dildeki aynı kelimeye aynı anlamı yüklüyor olmak da gerekir. Diğer bir ifadeyle, kelime birliğini kavram birliğinin izliyor olması gerekir. Bu kavram birliği ise, kavrayış ve anlayış birliğini zorunlu kılar.

Her namazın son rekatında dua olarak tekrar ettiğimiz bir Kur’ân âyetine dair ‘resmî’ bir yorumla yüzyüze geldiğimde aklıma ilk gelen husus, bunlardı. Bu resmî yorum, tam da içinde bulunulan rejimin fikriyatıyla uyum içinde, ne yazık ki âyeti ‘protestan bir din’ anlayışına basamak kılma uğraşındaydı.

Sözünü ettiğimiz âyet, Bakara sûresinin 201. âyeti. Kısa bir meali "Rabbimiz! Bize dünyada da hasene, âhirette de hasene ver; bizi ateşin azabından koru" olan ve her namazın son rekatında, tahiyye ve salâvattan sonra dua olarak okunan bu âyetin ‘resmî’ yorumu ise şöyle: "Bu âyet sadece âhiret için değil, dünya için de çalışmanın lüzumuna işaret etmekte; dünyada zengin olmanın, servet edinmenin kötü birşey olmadığını göstermektedir. Bilakis, bunlar, Rabbimizin istediği şeylerdir."

  27.12.2003

© 2021 karakalem.net, Metin Karabaşoğlu

  1.  Bu yazının geçtiği eseri incelemek -veya satın almak- istiyorum.



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut