Şifa salâvatta

ŞİFA SALÂVATTA, salâvatta şifa var. Kabul olunmuş bir dua; ne büyük bir deva…

“Allahım, Hz Muhammed ve âline rahmet eyle”

Derman arayışlarının ilk ve son durağı salâvat; dertler ve devalar adedince rahmet tecellisi, bereket müjdecisi.

Musibet soluklanmalarında sabır salâvat; salâvatsız hangi musibet aşılır ve de sabredilir.

Keder kementlerine onsuz nasıl karşı konulur? Kemal nasıl kazanılır?

“Allahım, Hz Muhammed, âline ve ashabına rahmet eyle”

Elem rüzgârlar salâvat nefesiyle şifa meltemlere döner; hastalık zamanlar onunla neşelenilir.

O ki musibetlerin en büyüğünü yaşamış, kederlerin katmerlisini tatmış, elemlerin en elemini çekmiş, hüzünlerin en hüznünü hissetmiş; ümmeti ümmeti demiş; böylesi bir rahmet Peygamberine (a.s.m.) rüzgâr estikçe, buluttan yağmur indikçe, yeryüzünün bitkileri, denizlerin dalgaları adedince salât ü selam getirmeli değil mi?

“Allahım, Hz Muhammed, âline ve ashabına rahmet eyle”

Ashabına kardeşlerimi özledim demesi ona gaibane inanalar için ne büyük şeref; ümmetinin bütün zamanlarda bütün dert ve derman arayışlarında, hidayet ve şifa talebinde, af ve afiyet isteğinde, bağışlanma ve mağfiret duasından haberdar, ona edilen her salâvat duaları onun duasına yaklaştırma duası…

“Allahım, Hz Muhammed, âline ve ashabına salât eyle”

Salâvat sadra şifa, gönle bereket, akla nur, vicdana rahatlık, hissiyata ünsiyet, fikre zenginlik, bedene sıhhat, ruha inbisat, sırra sır; maddi ve manevi bütün cihazatla, Âlemlerin Rabbinden âlemlere yansıyan hidayet nurunu anlama ve algılama şifresi.

Dünya döndükçe, güneş ışık saçmaya sürdürdükçe, bütün yıldızlar onun aşkıyla raks ettiği sürece kâinat-ı zerrat adedince O’na salâvat getirmeli değil mi?

“Seçkin elçin olan efendimiz Muhammed’e ve onun temiz âline salât eyle”

Kimseye açamadığımız sırları, kimseye söyleyemediğimiz dertleri, kimseyi anlatamadığımız düşünce ve hissiyatı sana söyler, sen de dinler, bizi yargılamadan, hor görmeden, küçümsemeden, küçümseyici bakmadan, teselli edici bakışınla bizi rahatlatır, ayırmadan ayrım gözetmeden, ötelemeden bağrına basar, hüzün gözyaşlarımızı silerdin. Çünkü sen, arkadaştan, eşten, dosttan, anneden, babadan daha yakınsın, çünkü sen eminsin, çünkü Âlemlerin Rabbi seni âlemlere Rahmet olarak göndermiş.

Şifa sevilir, derman dilenir, deva beklenilir, af ve afiyet istenilir, dünya kirlerinden temizlenmek beklenilir, güzellik ve cemal perestiş edilir, cennet ve cemalullaha kavuşmak istenir; bunlar seni sevmeksiz, sana salât ü selam getirmeksiz, sünnet yolunda yürünmeksiz asla olmaz.

“Bizi Hz. Muhammed’in ( ona ve ehli beytine Allah salât eylesin ) şefaatine nasip eyle ve ahirette bizi onun arkadaşlığından mahrum etme, şüphesiz ki Sen merhamet edenlerin en merhametlisisin.”


Not: salâvatlar İmam- ı Zeynelabidin’e ( r.a) ait.

  23.08.2010

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut