Çaresizlik çığlığı

ÇARESİZLİK, ACZ dua çığlığını doğurur; fakr, nida dağlarını yükseltir... Hiçbir şey yapamamanın, hiç olmanın sesidir sessiz çığlık; arşa yükselen dualar yere yerleşen yokluktandır… Varlıktır dua; duadır Vacib-ül Vücud’a götüren…

Ne ehemmiyet var, ne kıymet var, ne de varlık var duasızlıkta… Yüreğin sızı sızı akışıdır dua gözyaşları; içinde yaş ve kuru her şey olan Kerim Kur’an öyle der: “Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var.”

Saatlerce konuşmak, sayfalarca yazmak; içinde kederden düşen bir dua yoksa ne kıymeti var, kıymet bilenler ondan bir şey bulamaz…

Çiğ sözlerin çığ gibi savrulduğu, lapa lapa sahte lafızların yağdığı söz yangınlarında; hikmet nerededir, irfanı bulmak mümkün mü, muhabbet hangi dağın ardında, uhuvveti gören var mı?

Dua denizi ubudiyetle buharlaşmayı bekliyor; berekete yüklenmek isteyen bulutların acelesi var, imanla sulamak yeniden diriltmek istiyor yüreğin yeryüzünü… “Semavat ve arz ne ile ayakta duruyor” u soruyor akıl, idraki zorlarcasına…

Taze taze açmak, renk renk donanmak istiyor sevmek hissi, kardeşlik hassası; ölsün istiyor ümitsizlik, kin, kibir, nefret, hased, hırs… Doğsun diliyor diğergamlık, vefa aksın ırmak ırmak; hikmet balıklar yüzsün derin denizlerin diplerinde, Yunus nidalarla çınlasın kalbin kulakları…

Hiçsizlik hiç de yokluk değil; varlığı gösteren hakiki bir ayine… Dualar olmasa Rahmet tecellileri nasıl müşahede edilir kullarca… Çaresizlik çağırmasa duayı, ehemmiyetimiz nasıl anlaşılır?

Dünyalıların daveti dünya kadardır; kısa, sıkıcı, boğucu, daraltıcı, elemli, kederli… Sonsuzluğun sahibinden dökülen ve yine ona dönen ışık huzmeleridir dua; sonsuz saadete ulaştıran, kedersiz kavuşmalara ileten… İlleti, o emretmiştir, neticesi rıza, saadet-i dareyn…

Küçük kırılmalar da bile onu hatırlamak ve dua ile anmak; basit işleri bile ulvileştirir, beşeriyetten abdiyete çıkartır… Ayakkabının bağının çözülmesini bile keder bilip “İnne lillahi ve İnne ileyhi raciun” demek ne güzel bir zikir; cenneti ve cehennemi ayakkabıların bağı kadar yakın görmek ne yüksek bir tefekkür, ne âli bir haslet… Hayatı böyle diriltmek duasıyla…

Çözemediği dertlerini gecenin koynunda dua dua diye arşa açmak; hangi kapıyı açmaz, hangi dağları düzlemez; cennet ona niye âşık olmasın?

Küçücük kalp kırılmalarından, büyük kederlere; dua bahçesine çağıran nidacılar; kalp buna icabet ederse itminana erişecek, değilse de dikenli yolculukta yokluk çığlıkları atacak.

  07.12.2009

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut