Hilafeti enfüsi okumak

RİSALE-İ NUR’UN manevi temelleri ve geldiği köklerinin iyi bilinmesi, bugünü anlamak ve yarını yorumlamak açısından önem taşıyor… O günlük rüzgârlarla savrulmayacak kadar sağlam dayanaklar üzerine oturtulmuş yüksek bir hakikat manzumesi, dünyayı saracak hikmet zincir halkası, neden? Çünkü yüksek bir zenginlik üzerinde oturuyor, muazzam bir miras üzerinde yükseliyor…

“ Hazreti Hasan Radiyallahü Angın altı aylık hilafetiyle beraber, Risale-i Nur’un, Cevşenü’l Kebir’den ve Celcelutiye’den aldığı bir kuvvet ve feyizle vazife-i hilafetin en ehemmiyetlisi olan neşr-i hakaik-i imaniye noktasında Hazret-i Hasan Radiyallahü Anhın kısacık müddetini uzun bir zamana çevirerek, tam beşinci halife nazarıyla bakabiliriz. Risale-i Nur onun şahs-ı manevisi, Hazreti Hasan Radiyallahü Anhın bir muavini, bir mütemmimi, bir manevi veledi hükmündedir. (Emirdağ Lahikası)

Malumunuz Hazret-i Hasan Radiyallahü Anh, halife iken kendi isteği ile bu makamı terk eder, gerekçesi; makamı iman hizmetinde yetersiz görmesi, istiğnayı tercih etmesi, sivilliği sevmesi, her şeyi ile neşr-i hakaik-i imaniyeye yönelmesi…

Dünyevi kısa bir hilafeti, uhrevi, daimi bir halifeliğe tercih ediyor; kısa yolu, geniş dairelere döndürüyor, dar mekândan zamanın ötesine, karanlık asrımıza kadar uzanıyor; veledi Said Nursi, Risale-i Nur ve onun şahsı manevisi…

Paşalar, padişahlar, reisler, dünyayı onun ayakları altına serdiği halde tereddütsüz hepsini elinin tersiyle itiyor, makamsızlığı, rütbesizliği, meşakkati, çileyi, hapishaneyi, sürgünü kabulleniyor; elmas misal kuvvete sahip Risale-i Nur’la dünyalılara meydan okuyor Bediüzzaman; Gücü güçsüzlükte, kuvveti istiğnasında… Onun hayatı bunu bütün gerçekliğiyle gösteriyor, onu kılavuz kabul edenlere mühim bir ders var bu tavrında…

Manevi beşinci halifeliği manen biat edenler, Hazreti Hasan Radiyallahü Anhın ve Bediüzzaman’ın sivil tavrını enfüsi okumayı başarabilmeli; nefislerini kardeşlerinin nefsini tercih ederek haklı da olsa münazaradan, münakaşadan, makamdan, rütbeden, önde görünmekten geri durmak, kardeşini öne sürmek, kendi için sevdiğini önceliği arkadaşını vermek, - velev bu bir ders yapmak bile olsa - dışa karşı temsilde onu öne sürmek, şöhrette, şerefte kendini unutmak kardeşini hatırdan çıkarmamak…

Kolay mı bunları yapmak? Hangi nefis dayanabilir bu fedakârlığı? Hazreti Hasan’ın manevi hilafetini ahir zamanda geniş daireye taşıyan Risale-i Nur’un şahsı manevisi, onun her bir askeri… Kıyamete kadar kapanmayacak hilafet kapısı, böyle askerler ister, böyle kahraman fedailer yetiştirir; ücret yüksek ise fedakârlık da yüksek olacaktır…

Hazreti Hasan tavrı özde iyi kavranmayı, enfüsten afaka taşınmayı bekliyor; nereden gelindiğini, ne halde olunduğunu, nereye gidildiğini anlamak için… Kökten meyveye uzanan çizgide hayat özsuyun, - görünmediği halde - neden var olması gerektiğini idrak etmek için.

  19.01.2009

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut