Bambu Ağaçları

Derya Güney

BAMBU AĞAÇLARINI bilirsiniz. Özellikle son yıllarda bir dekorasyon harikası olarak, evleri, işyerlerini süslemekte. Uzun koca vazolarda bir köşeyi ele geçirmiş gibi duranları ya da minik renkli şişeciklerde boy atmayı bekleyenleri... Velhasıl yeşil bir sopanın beklenmedik bir biçimde kıvrım kıvrım yükselişi ve sonunda yapraklarla yola devam edişi. Hangi ebatta olursa olsun çok şirin buluyorum doğrusu bambuları. Tazelik, canlılık, zerafet ve estetik katıyorlar oldukları yere. Hem yeşille gelen dinginlik ve doğallık hem de kıvrıla kıvrıla yükselişleriyle, helezonik tırmanışları çağrıştıran bir hali var. Hayatımız gibi... Değişmez dönüşmez bir rotanın, eğilip bükülerek yumuşaması aynı yönde ve fakat farklı bir duruşla katedilmesi misali.

İdeal olarak görüp inandığımız çizgide, bazen kavisler çizip zor zamanlar yaşamaz mıyız?

Yepyeni sorulara verilmesi gereken yeni cevapları bulmak için kıvranıp durmaz mıyız? Bazen sormak, soracak hale gelmek, cevap bulmaktan daha zordur. Sormak, cesaret işidir. Cevabı bilmeyi, öğrenmeyi göze almaktır. Ve bildiğine tahammül etmeyi de. Çünkü bilmek, sorumluluk getirir. Sevdiklerimizin, ailemizin ve dahi irtibatta olduğumuz pek çok hayatın bizim hayatımızla kesişen noktalarında, sorulması gereken sorular ve alınması gereken kararlar vardır. Etrafınızdaki insanlar sizin kadar cesur olmayabilir kimi zaman. Kendi cevaplarını bulmak için soruları sizin sormanızı bekleyenler yükünüzü daha da ağırlaştırır zaman zaman. Olsun. Bazen ağırlıklar, vebali size yüklenmiş kararlar beklenmedik bir biçimde insanı daha da güçlü kılar. Tıpkı yükselip giderken ansızın kıvrılan, kıvrılan ve fakat yine de büyümeye devam eden bambu filizleri gibi. Kaç boğum, kaç kıvrım sizi bekler bilemezsiniz, siz sadece yola devam edersiniz. Her bir kıvrım, alınması gereken virajlardır hayatınız adına. Virajı alıp yola devam etmekten başka da seçenek yoktur. Başka bir seçeneği olduğunu zannetmek, yolun dışına savruluştur. Virajı almayı gözü kesmeyen, savruluşun yara berelerine ise hiç güç yetiremez.

Varlık, her daim yaratılış gayesine uygun duruşlarıyla arz-ı endam eder. Olması gereken yerde olan, durması gereken yerde duran, vazifesini yapan, ilahi emre itaat eden her şey, hikmetten bir pay verir görmesini bilene. Görmeye talip olmak, sormaya talip olmak değil midir aslında? Gerektiğinde bambu filizi gibi kıvrılmayı, kıvranmayı getirir bakışlar. Görmek ise, açılmış yaprakların davetçisidir.

Yaşadığımız her şey, acısıyla tatlısıyla bize yeni bir form kazandırır. İmandan ve sabırdan nasibini alanların ise bu yeni görüntülerindeki estetiğe ilave olarak, “taze sürgünler” verdiklerini görürüz. O sürgünler, çekilmiş acıları ve verilmiş imtihanları anlatır aslında. Çünkü her biri, semazen misali ulvî bir raksın sonunda gelen meyvelerdir. Avuçlarını göğe açmış yapraklardır, uzun tırmanışların neticesinde filizlenen...

  02.10.2008

© 2021 karakalem.net, Derya Güney



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut