İbrahim... Cesur Çocuk...

Derya Güney

KÜÇÜK ÇOCUK sorar... “Anne! Neden Allah bizi sarı, babamı kahverengi yapmış?” Gülümser genç kadın. “Şeyy... Allah herkesi farklı farklı renklerde yaratır” diyebilir şaşkınlıkla.

Sonra uyku saati gelir küçüğün. Ertelemek için uykuya yenik düşme anını, ısrarla zorlar şartları. Söylemedik bir şey bırakmaz... Uğrayıp geçen her konuğunu dudaklarına gönderir zihni. “Anne! Yağmur demek, su demek; kar demek, beyaz demek.”

“Hadi filozof, uyu artık” der anne. “Yağmur demek su demek, kar demek beyaz demek. Haklısın” diye tekrarlar. “Karlar da eriyince su olur” demeğe niyetlenir, vazgeçer sonra.

Küçük çocuk, hep sorar. Üç yaşını daha yeni doldurmuştur ama, yaşına bakmadan sorar. İncecik boynu, belki yaşından biraz uzunca boyu, zayıflıktan kopacak bileklerine bakmadan her gün bir yenisini ekler keşiflerine.

Küçük çocuk, hep arar sorularının cevabını. Bazen de öyle cevaplar verir ki, annesi için yeni sorulara gebe.

Küçük çocuk, sorar İbrahim gibi. “Neden yağmur yağıyor? Yağmasın...”der. Ürkütür çünkü onu kararan hava, yağmurun sesi. “Su..”der annesi. “Allah, su gönderiyor yağmurla insanlara, hayvanlara, ağaçlara. Yoksa nereden gelir suyumuz?” “Yağmasın, istemem” der çocuk. Korkar yağmurdan.

Küçük çocuk sorar İbrahim gibi. Hem de bulur cevaplarını. Bulmadığının peşini bırakmaz, ruhu tatmin oluncaya dek. Bazen yorulup usansa da annesi, hayran olur arayışının güzelliğine küçüğün. “ Keşke ben de sana sorabilseydim” der. “İçinden çıkamadığım soruları...”

“Mesela, dünya yanıyor. O korktuğun yağmur, söndürür mü bir gün ateşi, ne dersin, diyebilseydim sana.”

Küçüğüm... Sor, bul, buldur İbrahim gibi... Onun gibi bak, yıldıza, aya, güneşe. İbrahim ol, teslim ol. Halilullah ol.

İbrahim... Bilgisayardaki boyama sayfasında fareleri, aslanları, ağaçları boyayan çocuk. Ne olduğunu bilmediği, ama sadece büyüklerin yapabildiğine inandığı bir işi yapmak adına, bilgisayar ekranında her boyama yapmak istediğinde “anne, ben internete giriyorum” diyen çocuk.

Komik çocuk... Ağlayan, korkan, soran, reddeden, kabul eden, cesur çocuk... Legolarla hep gemiler yapan çocuk. Sen ve senin gibi bütün küçük İbrahimler, yapın gemileri.... Atanız Nuh’un gemisi gibi olsun gemileriniz. Sahil-i selamete çıkarsın bizleri ve sizleri. Korkma küçük çocuk! Yağmurdan korkma!

Siz yapın gemileri... Yağmur yıkar, yağmur paklar, yağmur alır götürür gitmesi gerekeni. Hem, yağmur rahmettir Rahman’dan. İbrahim... Korkuların büyüttüğü çocuk. Cesur çocuk...

  29.09.2008

© 2021 karakalem.net, Derya Güney



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut