Denemeler

Ramazan’ın Kıymeti

(Süreli bir yayında, belli günlerde yazı yazmanın güzelliği de, riski de vardır. Güzelliklerinden biri, aksi takdirde tenbelliğe meyledip yazmaktan kaçacak olan nefsin bağlanmasıdır. Risklerinden biri ise, hayat imtihanında--kâh minare başında, kâh kuyu dibinde--olan insanın aslında yazı için hiç de müsait bir durumda olmadığı halde kendisini yazmaya mecbur hissedip zoraki yazmasıdır. Yaklaşık iki haftadır uykusuz kalmama sebep olmuş uzun bir yazı çalışmasından dolayı yorgun düşmüş, üstelik yaşadığı hafif gribin halsizliğini üzerinde taşıyan biri olarak, işte öylesi bir durumdayım şu an. Öte yandan, bugün bu köşede bize ait bir yazı görmek isteyen gönül dostlarını, bugün için habersizce terketmek de istemedim. O yüzden, esasen karşı olduğum bir şeyi, helallik dileyerek yapıyor; daha önce yayınlanmış bulunan bir yazıyı ufak-tefek değişiklerle bir Ramazan ihzâriyesi olarak sunuyorum.)

RAMAZAN YAKLAŞIRKEN Ramazan'a, Ramazan'ın son günlerine yaklaşıldığında ise Kadir Gecesine erişiyor olmanın heyecanını taşırız hepimiz. Her mü'min, Ramazan'ı da, Ramazan'ın içindeki bu büyük geceyi de gözüne uyku düşmeden geçirmek, o gecenin feyz ve bereketinden olabildiğince istifade ve istifaza temin etmek ister.

Kadir Gecesi, mü'minlerce idrak ve ihya olunur; çünkü, Kur'ân-ı Hakîm'de Kadir sûresi ile bildirildiği üzere, bu gece bin aydan hayırlıdır. Küçük bir matematik işlemle açacak olursak; bin ay seksen küsur yıl ettiğine göre, demek ki, Kadir Gecesi içinde bu gecenin sırrını ve şuurunu taşımayan bir ömürden hayırlıdır!

Peki, Kadir Gecesi neden bin aydan daha hayırlıdır?

Yine Kadir sûresine müracaat edersek; Kur'ân-ı Hakîm'in inzâli bu gece vâki olduğu için.

Bu arada, hemencecik belirtelim: Kadir Gecesi, Kur'ân'ın nâzil olduğu ilk vakit değil, inzâl olunduğu tek vakittir. İnzâl bir anda ve bir bütün olarak, nüzûl peyderpey gerçekleşir. İşte, tek bir gecede, Kadir Gecesinde Arş-ı zam'dan dünya semasına inzâl olunan Kur'ân-ı Hakîm, yine bir Ramazan ayı içinde, rivayetlerden anlaşıldığına göre Ramazan'ın 15. veya 16. gününden başlayarak, parça parça nüzûl buyurulmuştur.

Buna göre, Ramazan ayı, Kur'ân'ın hem inzâl olunduğu aydır, hem de ilk kez nâzil olduğu ay. Yani, ayların sultanı olarak Ramazan'a kadir kıymet kazandıran, Kur'ân'dır. Ve Rabb-ı Rahîm bu ayda mü'minlere orucu emretmekle onlara maddiyattan bir derece tecerrüd ile meleklere bir derece benzemelerini temin etmekte; böylece Kur'ân'a daha bir ciddiyetle muhatap olma imkânını da sunmaktadır.

Bir kez daha vurgularsak: 'Bin aydan daha hayırlı' Kadir Gecesi, yine Kur'ân'ın ifadesiyle, 'Kur'ân'ın inzâl olunduğu' gece olarak bin aydan hayırlıdır (bkz. Kadir sûresi).

Diğer taraftan, orucun farz kılındığı âyetlere baktığımızda (bkz. Bakara: 183-185) şunu görürüz: İlk âyet orucun farziyetini ilan etmektedir. İkinci âyet, "Oruç günleri sayılıdır" buyurduktan sonra, bu sayılı günlerde oruç tutma emrinin istisnalarını bildirmektedir. Farz kılınan orucun 'sayılı günler'inin tayini ise, üçüncü âyette gelmektedir: "Ramazan ayı öyle bir aydır ki, ayırıcı, doğru yolu gösterici beyyineler ve insanlar için hidayet olarak Kur'ân o ayda indirildi. Kim o ayda mukim ise, o ay boyunca oruç tutsun."

Âyetin apaçık gösterdiği gibi, orucun vakti olarak tayin olunan Ramazan'a kadrini ve kıymetini kazandıran, Kur'ân'dır; Kur'ân'ın bu ayda indirilmiş olmasıdır, nüzûlünün bu ayda başlamış olmasıdır. Kur'ân, Ramazan'a bu şekilde kıymet kazandırır; çünkü o, insanları doğru yola hidâyet eden, hidayet yolunu gösterici apaçık deliller (beyyineler) taşıyan, hak ile bâtılı ayıran bir Hitab-ı Ezelîdir. Onun için, kim 'Kur'ân'ın indirildiği ay' olarak şereflenen bu aya erişirse, oruç tutmalıdır.

Velhasıl, âyetler açıkça gösterir ki, hem yıl içinde Ramazan ayı, hem Ramazan ayı içinde Kadir Gecesi, Kur'ân'a nisbetle değer kazanmaktadır.

Bu ise, aslında, Kur'ân'ın eşsiz değerinin nişanesidir. Bir ayın ve gecenin kendisine nisbetle kazandığı değer, bize, Kur'ân'ın bu eşsiz değerini haber vermektedir. Öyle bir değer ki, bir ay, Kur'ân o ayda indirilmeye başlandı diye 'onbir ayın sultanı' oluyor. Öyle bir değer ki, bir gece, Kur'ân o gece inzâl buyuruldu diye, bin aydan, yani koca bir ömürden daha hayırlı hale dönüşüyor.

Ramazan'a ve Leyle-i Kadr'e değerini kazandıranın Kur'ân-ı Hakîm olduğu gerçeği ise, bizim dünyamıza şöyle bir hisse bırakıyor: Hayatımızı Kur'ân'la dopdolu yaşayalım ki, hayatlansın. Kalblerimiz Kur'ân'ı teneffüs ediyor olsun ki değerlensin. Akıllarımız Kur'ân'la düşünmeyi öğrensin ki, değer kazansın. Sözlerimiz, yazılarımız Kur'ân'la süslenmiş, Kur'ân'dan öğrenilmiş, Kur'ân'dan ders alınmış olsun ki bir değeri olsun.

Gelecek olan Ramazan'ın hepimize hayırlar getirmesi ve bilhassa bizim dünyalarımızın da Kur'ân'la şereflenmesine vesile olması duasıyla...

  17.01.2004

© 2021 karakalem.net, Metin Karabaşoğlu



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut