İki kelime

BİR ZAMANLAR, Himalayaların eteğinde, bir Budist manastırı vardı. Manastır, Budist geleneği içinde şöhret bulmuş olmakla beraber, çok sıkıydı. En önemli özelliği ise, sessizliğiydi. Manastıra intisap edenlerin, artık kemale erdiklerine karar verilinceye dek, düşünmesi serbest, konuşması ise yasaktı.

Bu kuralın tek bir istisnası, beş yılda bir verilen iki kelime söz hakkıydı.

Günlerden bir gün, bir delikanlı manastıra intisap etti. Beş yıllık çile dönemini doldurduktan sonra, rahipler onu başrahibin huzuruna çıkardılar. Başrahip:

“Söylemek istediğin iki kelime nedir evlat?” diye sordu.

“Yatak... sert...” diyebildi delikanlı.

Bir beş yıl daha böyle geçti.

Onuncu yılın sonunda, rahipler delikanlıyı yine başrahibin huzuruna çıkardılar.

“Buyur evladım” dedi başrahip.

Delikanlı:

“Yemekler...” dedi, “kötü...”

Bir beş yıl daha geçtikten sonra, delikanlı yine başrahibin huzurundaydı.

Bu defa, seçtiği iki kelime şu oldu:

“Ayrılmak istiyorum.”

Başrahip, bu iki kelimeyi acı bir gülümsemeyle karşıladı ve:

“Ayrılacağın belliydi zaten” dedi. “Şikâyet edip durmaktan başka birşey yaptığın yoktu...”




(yazarı bilinmiyor)

  23.03.2007

© 2021 karakalem.net, İsmail Örgen

  1.  Bu yazının geçtiği eseri incelemek -veya satın almak- istiyorum.



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut