Şanslarımızdır, Çakıl Taşlarımız..

Öznur Çolakoğlu Cam

NASIL DA yürüyordum yolda umarsızca. İlkbahar gelmişti memleketime.. Nasıl da güzel bir uyanış vardı şimdi evrende.. Nasıl da yürüyordum yolda umarsızca ve rahatça..

Kafamda bin bir düşünce, etrafta cıvıl cıvıl kuş sesleri, burnuma kadar gelen ilkbaharın müjdecisi mor salkımlardan yayılan baygın bir koku, akasya ağaçlarından çocukluğuma dair anımsadığım, damağımda hissettiğim hafif tatlı ve acımtırak bir çiçek lezzeti..

Dimağımda hoş anılar, zihnimde bir sürü güzel plan, dilimde dualar arşınlıyordum zamanın yollarını ve ilkbaharın ilk nisanlarını.. Derken tatlı bir rüyadan nahoş bir gürültü yada kısa şekerlemelerdeki ani düşmeler yada sıçramalar misali uyanıverdim birden.. İlkbaharın kulaklarıma fısıldadığı ninnisinden, ayağıma batan bir taşın etkisiyle, irkilerek uyandım sanki.. Neydi bu ayağıma batan bu taşlar? Neden buradaydılar ve ayağıma batmaktaydılar?

En yakındaki banka oturarak ayakkabımın içine giren çakıl taşını çıkarmaya çalışırken, hemen yan tarafta, sarı hardalların üzerinde, kanatlarını açıp güneşlenen bir kelebeğe takıldı gözlerim. Daha az evvel güzel bir kelebeği yakından resmedebilmeyi nasılda istemiş ve hissetmiş, hatta dahi bunun için nasılda dua etmiştim. İşte şimdi çakıl taşımın sayesinde, daha doğru ifadeyle, o çakıl taşını sandaletimin içine gönderen Yüce Rabb’in sayesinde bir kelebekle burun buruna bir mesafede bakışmaktaydım.. Bu bakışma ve kısa tanışıklığın ardından makinemi çıkarıp bir hatıra fotoğrafı çekmeyi ihmal etmedim..

Kelebeğim vazifesini tamamlamış olmanın verdiği haklı gurur ile müsaade istedi sanki benden ve başka bir kulun duasına kabul olunmak için Rabbi tarafından başka bir yöne sevk edildi. Taşımda vazifesini yerine getirmiş olmanın verdiği gururla ayağımı rahatsız etmekten vazgeçti. Yoluma devam edebilirdim artık ama bir farkla..

Şimdi yolda daha dikkatliydim çakıl taşlarına karşı. Zira anladım ki, şans olabiliyordu benim için minicik bir çakıl taşı. İlk baharı doyasıya hissettiğim patika yoldaki bir çakıl taşı şans getiriyorsa bana ve bir duamın kabulüne işaret mahiyetindeyse hayat yolundaki minik aksilikler aslında kim bilir ne gibi şanslar taşıyorlardı benim için bağırlarında?

Gübre nasıl ki tohumu çatlatıp, büyümesini kolaylaştırıyorsa, içimizdeki ilham tohumlarının, saklı başarı anahtarlarının da gübresi minik bir acı, ufak yada büyük bir zorluk yada ayağımıza batan minik bir çakıl taşı olabilir.. Gübre neciz ve pis kokan bir yapıya sahip olduğu için sevilmez.

Aynen öylede bir çakıl taşının, acı bir kaybın, büyük bir borcun yada başka diğer aksililiklerin verdiği acıda öyledir. Zira musibet yada acı insana geldiğinde, insan gübre görmüşçesine yüzünü ekşitir ama neticede ikisi de güzellikler doğururlar bizim için. Gübreler tohumu çatlatıp, tohumun meyve olmasına yardım eder. zorluklar yada çakıl taşları da içimizdeki başarı tohumlarını çatlatıp, bize yardım ederler. Yine ateş nasıl ki, ekmeği pişirip lezzetlendiriyorsa; acı ve sıkıntıda, akıllı insanı olgunlaştırır, erdemleştirir.

Zorluklar akıllı adamın şansıdır zannımca.. Zira her bir zorluk, akıllı adam için yeni bir pencere, yeni bir kapı ve yeni bir fırsat demektir çoğu zaman.. Tıpkı bir kitabı bitirip yenisine başlamanın verdiği haz gibi haz vermeli zorluklar bize ve perçinlemeli azmimizi. Her bir zorluğu yada küçük bir aksiliği Rabb’den gelen bir armağan gibi görmek ve zorluğun zahir yüzüne bakarak, görünenin görünmeyen tarafına saklanmış kısmet paketimizi aramamız gerek..

Şimdi artık hayat yolunda ilerlerken, ne zaman ayağıma bir taş batsa, yolun bir kenarına çekilip kendimi rölantiye almaya, tefekkür edip düşünmeye, zorluğu aşmak için neler yapmam gerektiğine dair düşünmeye ve üzerime düşen ne varsa eksiksiz yerine getirmeye karar verdim. Böylece minik bir çakıl taşının zahirine saklanmış, güzel bir kelebeği daha resmedebilirim belki..

Artık biliyorum ki, şanslarımızdır çakıl taşlarımız..

  27.04.2006

© 2021 karakalem.net, Öznur Çolakoğlu Cam



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut