Kainatı değil nefsi parçalamak - 1

ANLAMSIZ MÜKEMMELLİK

NE GARİP!.
Her şey o kadar kusursuz ve mükemmel ki...
Anlamlandırılamıyor.

İnsan kendisini ve kainatı anlayabilmek için çevresinde olup bitenleri,
Farazi hatlar çizerek parçalara bölmek ihtiyacı hissediyor.

Fakat kainatı böldükçe, maddeyi parçalara ayırdıkça,
Bu sefer de hiçliğe ve yokluğa saplanıyoruz.

Böldüğümüz parçalara yüklediğimiz anlamlar,
Eşyanın kendisinden zannettiğimiz özellikleri bir türlü taşıyamıyor.

Kainata ve kendimize ‘manayı ismi’ nazarıyla baktığımız sürece,
Karşımıza hiçlik ve anlamsızlık gibi abes sonuçlar çıkıyor.

Ünlü düşünürler bile,
‘Evren bu kadar mükemmel olduğu için anlaşılmazdır.’ demek zorunda kalıyorlar.

Oysa ‘nefis’ parçalandıkça, her şey tekliğe ve varlığa ayna oluyor.
O zaman asıl manalarını ifade ediyor.

Kainatın ve kendimizin, aslında birer ‘manayı harfi’ olduğumuzu gösteriyor..
Yaratıcı’nın o büyük kitabının birer harfine dönüşüyoruz.

Abes olmaktan ve dipsiz karanlıklara düşmekten kurtuluyoruz.
Bu anlamsız mükemmelliğin sırrı da böylece çözülüveriyor.

Seç birini..

Öyleyse, ey nefsim!
Dimdik ayakta durduğun sürece, bir hiçsin...
Ve zerre kadar bile değerin yok!

Rabbin huzurunda...

O kadar küçül ki, kainat genişliğinde bir hakikate dönüş.
Asıl mananı bul.

Meğer o zaman beka aşkın gerçekleşebilsin.
Fenadan bekaya kendine bir yol bulsun.

Kainat bir bütün olduğuna göre, sorun sende ey nefsim!
Hala görmüyor musun?!

Gör artık, lütfen...

  18.12.2005

© 2021 karakalem.net, Aykut Tanrıkulu


  1. English Version of the Article Bu yazının tercümesini okumak istiyorum.



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut