KADER YAZILIDIR, YAZILIR, (bak şu anda) YAZILIYOR..

GENELDE SIK yaptığımız bir hatadır; istenmeyen sonuçları kadere havale ederiz, beğendiğimiz ve pay çıkardığımız neticeleri sahipleniriz. İyilikleri kendimize, kötülükleri başkasına / kadere atmayı pek severiz.

Oysa hakikat genelde tersidir. Nefsimiz olayın tam içindedir. Rabbimiz bizi, 'Sana iyilikten ne gelmişse Allah’tandır. Sana isabet eden kötülükler de senin nefsindendir' diyerek ikaz etmektedir.[1] Bu nedenle 'Yerlerin ve göklerin çekindiği ihale' son tahlilde nefsimize kalır.[2]

Bilerek – bilmeyerek bu sevimsiz gerçeği es geçmeye meyilliyizdir. Olaylara yön veren domino etkisini bu nedenle çoğu zaman görmeyiz, görmek istemeyiz. Oysa bunlar kaderin sembolleridir.

Mesela söylediğimiz sözlere dikkat edelim, bir süre sonra düşüncelerimiz oluyor. Dimağımızdan imbik imbik süzülen düşüncelere dikkat edelim, duygularımız oluyor. Bizi ifade eden taşıya geldiğimiz duygulara dikkat edelim, davranışlarımız oluyor. Eylemlerimize dönüşen davranışlara dikkat edelim, alışkanlıklarımız oluyor. Alıştığımız ve değer verdiğimiz şeylere dikkat edelim, karakterlerimiz oluyor. Karakterlerimizi betimleyen mizaç ve huylarımıza dikkat edelim, kaderimiz oluyor.

Bir konu hakkında verilen hüküm kaderdir. Hükmün infazı kazadır, iptali ise atâdır.[3] Kaderin sembolleri vardır; insan dua ile, iman ile, şuur ile, rıza ile onlara sahip olur.[4] Hikmet, rızık, fıtrat... o sembollerin hayatın içindeki göstergeleridir. Eğer semboller değişirse, kaderde atâ başlar. Geçici veya kalıcı değişikliktir atâ kanunu, kazanın şümulünden ihracı yani hükmün kazadan iptalidir. Kaderin sembollerini yaptığın dua değiştirir, ettiğin iyilikler değiştirir, verdiğin sadaka değiştirir.[5]

Atâ kanunun varlığını diğergam olan melekler çok iyi bilir. İnsanın kaderi daha zigot / cenin aşamasında iken nakledilir.[6] Şuurlu ve akıllı olan melekler, insanın hayrı için çırpınan nurani varlıklardır. İmamı mübin’den[7] ve kitabı mübin’den[8] cenabı Hakkın izniyle “copy” yaptıkları hengâmda, adeta birer satır boşluk bırakarak öylece kader bilgilerini o cenine nakledişleri gösteriyor ki, gerekirse atâ kanunu kolayca işlesin de insan af-u mağfiret olunabilsin murad ediyorlar. 

Atânın devrede olduğunu, ruhumuz bir şekilde hisseder. Mesela secde esnasında, bunalan ruh yücelirken, nefis yerle bir olur. Ruh ne zaman uruç etmek istese, karşısına hep nefis çıkar. Nefis, yani şeytanın yerli işbirlikçisi! Atâ kanunundan iblis de haberdardır. Bu kısır döngüyü fark eden şeytan, o kaçağı çok iyi kullanır. Dua yani acizliğin yerini, diklenme ile değiştirmek ister. İyiliklerini, kötülükle örtmek ister. Nankörlük taabüşşeytanın en belirgin özelliğidir. Dile kulaktan başka müşteri yoktur, cimriliği her daim fısıldar ki insan sadaka ve zekâtı veremesin. İyilikleri kendine, kötülükleri başkasına / kadere havale etmekte pek mahirdir. Böylelikle atâ kanunu gibi kurtuluşumuzun müjdelerinden mahrum kalalım, kaderin sembollerinden gafil olalım ister. (Maazallah)


[1]. Nisa, 79

[2]. 'Muhakkak ki Biz, emaneti göklere, arza ve dağlara arz ettik (sunduk, teklif ettik). Onu yüklenmekten çekindiler ve ondan korktular. Ve insan onu yüklendi. Muhakkak ki o (nefs), çok zalimdir, çok cahildir.' Azhab, 72

[3]. Mesnevi-i Nuriye, 10. risale, syf 206

[4]. 26. Söz, Kader Risalesi, syf 624

[5]. ‘Sadaka vermekte acele edin, çünkü bela sadakayı geçemez.’ Hadis-i şerif meali, Fey’zül Kadir, 3/195

‘Sadaka ömrü uzatır, kötü ölümden korur, tefahürü giderir.’ Hadis-i şerif meali, Taberani

[6]. ‘Sizin biriniz (in hilkati başlangıcında) ana ve baba maddeleri kırk gün ananın karnında toplanır. Sonra o maddeler kırk gün içinde mudgaya (bir çiğnem et parçası) dönüşür. Sonra Allah bir melek gönderir ve tekamül eden mudgaya (cenine) şu dört kelimeyi yazması emrolunur: “nun işini, ecelini, şaki veya said olduğunu yaz!” denilir.’ Hadis-i şerif meali, Abdullah ibn-i Mesud

[7]. İmamı Mübin: ‘İlim ve emri İlahi’nin bir ünvanıdır. Âlemi şahadetten ziyade Âlemi gayba bakar. Kader defteridir.’ 30. Söz, İkinci Maksad, Mukaddime

[8]. Kitabı Mübin: ‘Kudret ve irade-i İlahiye’nin bir ünvanıdır. Âlemi gaybdan ziyade Âlemi şahadete ve hazır zamana bakar. Kudret defteridir.’ 30. Söz, İkinci Maksad, Mukaddime

  25.05.2017

© 2021 karakalem.net, Aykut Tanrıkulu



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut