Neredesiniz erler, çabuk gelin erler

KIRICI, KARIŞTIRICI, kısırlaştırıcı konuşmalara dalarak sağırlaşmak, sığlaşmak ne acı. Acı ki asıl konuşulması gerekenler konuşulmuyor, erteleniyor, örseleniyor.

Kökler çekilir, ağaç kururken kuru bir meyve üzerinde bunca cebelleşme, tartışma, çarpışma; neyi kaybettiğini fark etmeyecek kadar özden, asıldan, gerçekten, hakikatten uzaklaşma değil midir?

Zihnimizin işgal, kalbimizin parya edildiğini idrak edemediğimiz müddetçe başkalarının argümanları, başkalarının kavramları, başkalarının düşünceleri ile kendi kendimize vurur; taraflara bölünür, aramızda çizgiler çeker, karşılıklı duvarlar öreriz. Münafıklar kıs kıs güler, fasıklar bayram eder, mülhitler sevinir bu halimize.

Yakın coğrafyada, yakın zamanlarda yaşananlar bize ibret, bize ders olmuyor; küçük hesaplardan, küçük kazanımlardan, küçük zevklerden, küçük düşüncelerden kurtarmıyor; muhabbet hakikatine, uhuvvet hakikatine, hakikat hakikatine ulaştırmıyorsa; “ümmeti ümmeti” diyen bir Peygamberin (a.s.m.) ümmeti olduğumuzu unutmuş, cahiliye adetlerine meyletmiş, modern aldanışlara kapılmışız demektir!

El ümit, evet; el havfa da evet. El Emin’e( a.s.m.) biatımızı tazeledikçe, onun sünnetine sarıldıkça, onun yolunda yürüdükçe bugünlerin korkusundan kurtulacak, yarınlara ümitle dolacağız.

Görselliğin sultasında, medya diliyle birbirine saldırmak ehli imana yakışır bir davranış mıdır? Hani ümmet şuuru, hani müzakere, hani istişare, hani hakem heyeti?

Siyah ve beyaz kardeştir; zulmet ve nur değil. Zulmet ile nur arasında tarafsız kalınmaz; tepki vermek bir üslup, bir edep, bir usul içinde olmazsa neticesi başka bir zulme çıkmaz mı?

Arkasında şu var komplo teorileri; yapılan yanlışı temize çıkarmaz, düşülen aldanışı düzeltmez, muhakemesiz tavrı güzel yapmaz, dengesiz davranışı doğrulamaz.

Hisse rağmen adaleti tercih etmek, heyecana karşı sükûneti seçmek, kazanıma itmek feragati ve fedakârlığa sarılmak; kolay değildir, zordur, güçtür. Asıl güçlü olanlar bunlardır ve fetihler bu kudsi erlerin eliyle gelecektir inşaallah.

Salınım, sallanış, savruluştan galip çıkacak erler öyle çok da değildir. Münafıklar, mülhitler onları fark edemez, onları o zehirli sudan içiremez.

El havf; neredesiniz erler ; El ümit; çabuk gelin erler.

  23.12.2013

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut