Bir saniye içinde neler oldu..

SANİYE..
YAŞAMAKTA OLDUĞUMUZ hayatın küçük zaman dilimleri.
Günlük yaşantının minik tik–takları.
An be an geçirdiğimiz ömür anlarımız..
Çoğu zaman değerini bilmediğimiz,
Geçmesine kolayca izin verdiğimiz saniyeler..

Peki şu kısacık bir saniye içinde,
Kendimizde ve çevremizde ne tür değişimler olmaktadır?
Örneğin;
Yüz trilyonu aşkın hücre bulunan vücudumuzda,
Bir milyon hücre öldü,
Ve yerine bir milyon hücre hayata gözlerini açtı.
O bir saniye içinde on beş milyon ton su,
Okyanuslardan buharlaştı,
Ve bir o kadarı da yağmur olarak yeryüzüne yağdı. [1]
Bu esnada dünyamız,
Güneşin etrafında otuz km daha yol aldı.
Güneş sistemimiz ve ona bağlı gezegenler ise,
Samanyolu galaksisinin etrafında iki yüz elli km yol kat etti.
O bir saniyenin yaratılıp elimize verilebilmesi için;
Yüz kırk dokuz milyon km ötemizdeki,
Yüzeyi ateş topu olan güneşten tutun,
Ta akciğerlerimizdeki,
Altmış dokuz angströmlük [2] bir alanda gerçekleşen,
Oksijen değiş tokuşuna kadar,
Özveriyle çalışan bir evrenin içinde yaşadık, yaşıyoruz..

Şu an akıllara durgunluk veren bu faaliyet,
Hâlâ saniye saniye devam ediyor.
Nefes alışımız,
Yer çekiminin varlığı,
Mevsimlerin mevcudiyeti.. gibi,
Uzayıp giden tüm bu örnekler,
Baş döndürücü bir etkinlik içinde sürüp gidiyor.
Uç uca eklenip ömür dakikalarını oluşturuyorlar..
İyi de neden?
Şu muazzam canlı faaliyet,
Neden ve kimin için çalışıp duruyor?.

Zaman..
İnsana verilmiş en değerli servet. [3]
Karşılığında,
Sonsuzluğu kazanabileceğimiz ömür sermayemiz. [4]
O çok kıymetli vaktimizi,
Aynı değerde karşılıklar için harcıyor muyuz? [5]
Eğer son yirmi dört saatimizi yaşıyor olsaydık,
Ki bu her an mümkündür,
Akıp geçen zaman için,
Acaba yine böyle vurdum duymaz kalabilir miydik?..



Dip Notlar:

[1]. Senai Demirci / Bilimin Öteki Yüzü

[2]. Angström:
Santimetrenin yüz milyonda biri.
10-8 cm.

[3]. ‘İki nimet vardır ki,
İnsanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır:
Sıhhat ve boş vakit..’
Buhâri / Rikak 1

[4]. İ’lem eyyühe’l-aziz!(Ey şerefli kişi!)
Hakimiyeden (gidişattan) anlaşılıyor ki,
Zamanın seyliyle (akıp geçmesiyle) beraber
Gelip geçen eşya-yı seyyaleden (değişen her şeyden)
Ve geçen günlerden, senelerden, asırlardan,
Leyl (gece) ve neharın (gündüzün) takallübü (yer değiştirmesi) ile
Pek çok mensucat-ı gaybiye ve uhreviye (gaybi ve uhrevi ürünler) yapılmaktadır.
Evet, âlemin fihristesi (özeti) hükmünde olan
İnsan fabrikasında dokunan mensucat (ürünler)
O hakikati tenvir eder (aydınlatır).
Öyleyse,
Bu fani (geçici) dünyada mevt (ölüm), fena (son bulma),
Devair-i gaybiyede (sonsuzluk dairesinde)
Safi bir bekaya intikal ederek (dönüşerek) baki kalır.
Evet, rivayetlerde vardır ki,
‘İnsanın ömür dakikaları insana avdet ederler (geri dönerler).
Ya gafletle muzlim (dehşet verici) olarak gelirler,
Veya hasenat-ı muzie (görünen güzellik) ile avdet ederler (geri dönerler).’
Mesnevi-i Nuriye / 10. risale / syf: 183

[5]. ‘Bir işi bitirince hemen başka bir işe giriş,
Onunla uğraş..
Hep Rabbine yönel..’
İnşirah Suresi / Ayet: 7-8

  16.12.2007

© 2021 karakalem.net, Aykut Tanrıkulu



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut